23 Şubat 2013 Cumartesi

Dünyaya Çıplak Gelip 4 Metre Bezle Gidenlere

bugün bir başlangıcın acabasında, bir fabrikanın dar ve uzunlamasına uzanan odasında beklerken,Nil Karaimrahimgil'in şarkısı çalıyordu:"ben bu dünyaya çıplak geldim" evet bu dünyaya çıplak geliyoruz ama dünyanın kendi kurallarından mı,sosyolojik sonuçlarından mı ya da tamamen inandığımız dinlerden midir bilinmez 4 metrelik bezlere sarılıp sarılıp uzanıyoruz çukurlara.. ve şu an başladığımız her şeyin bir bitişi olduğunu da ancak ölüler biliyor çünkü biz yaşayanlar hiçbir şeyin farkında değiliz, ölmeden ölümün ne olduğunu bilmek doğaya aykırı çünkü... aldığımız nefesin son nefes olduğunu bilen canlı bizler öyle bir nefes çekerdik ki; kainat öyle son nefes görmezdi... heyhat yapamıyoruz işte! uzanıyoruz farkına bile varmadan topraklara...
her ölüm tabii ki erken ölüm de, genç ölenler bana iki kez ölüyor gibi geliyor çünkü genç ölümde bir başkası da ölüyor, en yakınlarının yaşama sevinçleri ölüyor...siz hiç yaşama sevinci ölen bir insana dokundunuz mu? ben dokundum,elim üşüdü...
bugün ben bir başlangıç yaparken ,,birileri gidiyordu bu dünyadan... her gün nefes almanın bile paraya bağlandığı bir dünyadan... her şeyin paraya bağlandığı dünyadan...aslında hiçbir zaman iyiye gitmeyen bir dünyadan... belki ben yanılıyorumdur,dünya iyidir sadece bize kötülükler denk geliyordur ve insan nasıl yaşarsa öyle biliyordur...kim bilir?
şairin dediği gibi "ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi" ondan ötesi berisi yok... önümüz bahar,o toprakların üstünde de çiçekler açacak,topraktaki azot mikroskopik canlıları besleyecek...yani bir yandan yaşam devam edecek... sahi biz daha kaç bahar göreceğiz...